Üvey anne, evin en karanlık köşesinde kurnazca fırsatı kolluyordu. Oğlunun bakışlarını üzerinden hiç eksik etmeyen bu kadının gözlerinde sinsi bir ateş yanıyordu. Bahanelerle yanına çektiği genç çocuk, farkında olmadan onun pis oyununa doğru sürükleniyordu. İlk dokunuşu, sert ve keskin bir kıvılcım gibi tenine çarptı; avucunu kıçının arasına sıkıştırırken arzulandığını hissettirdi. Oğlanın nefesi hızlandı, vücudu kadının acımasızca bastırdığı ellerinde erimeye başladı.
Kadın, yumuşak ama azgın dudaklarıyla oğlunun boynunu süt emen bir canavar gibi yaladı, ardından dilini inatçı bir şekilde amcığının etrafında gezdirmeye başladı. Oğlanın içinde kabaran itaat arzusu karşısında teslimiyet kaçınılmazdı; her seferinde daha derinlere girmek istediğini bağırmadan belli ediyordu. Üvey annenin parmakları, sıkıca kavradığı orağına girer girmez kalçalarını kaskatı yapıp sımsıkı tuttuğu yeri sıyırmaya başladı.
Çocuk artık tamamen kontrol dışındaydı; hızlı nefes alışları arasında kadın onu önüne yatırıp ormanın ortasında yaparcasına kökledi. Her gömülüşünde amcığından gelen ıslak sesler evin duvarlarında yankılanıyordu. Kadının gıcık veren kahkahaları eşliğinde genç adamın bedenini sınırlarına zorluyor, onu çıldırtacak şekilde içine akıyordu. Sert dayamalarla amını o kadar derinlemesine doldurdu ki çocuk artık kendinden geçti.
O an geldiğinde bütün gerilim patladı; öyle bir boşaldı ki, içeride bıraktığı sıcak sıvıyla birlikte biri için yasak olan bu ilişki tutkusuyla yandı kaldılar. Üvey annenin dili hala amcığını yalarken oğlan ise titreyerek yere yığıldı, içindeki zehrin etkisiyle baştan aşağı yanıyor gibiydi. Bu kirli oyun onlar için bitmemişti; aksine daha da başlamaya hazırdı çünkü ikisi de bu yasak lezzetin kölesi olmuştu çoktan.